Argus Retinal Protez ya da diğer bir adıyla Biyonik Göz, SecondSight adlı Amerikan şirketi tarafından üretilen bir retina implantı. Gözleri ciddi hasar gören ancak görme sinirleri sağlam kalan hastalar için üretiliyor. Cihaz, ilk olarak retinitis pigmentosa ya da halk arasında tavukkarası olarak bilinen hastalarının görme seviyesini yükseltmek için tasarlandı. Argus II, gözdeki ışık alıcıları hiç olmayan veya ciddi hasar gören, ancak optik sinirleri sağlam olan, iki gözünde çok ciddi görme kaybı gelişmiş kişilerin görme seviyelerini artırarak günlük hayatlarını kolaylaştırmayı hedefliyor.
Mart 2011'de Avrupa Birliği Argus II'nin kinik ve ticari uygulamalarda kullanılmasına izin verdi. Şubat 2013'de de Argus II, Amerika'da Gıda ve İlaç İdaresi (Food and Drug Administration-FDA) tarafından kabul edilen ilk görsel protez oldu. Yasal izinlerle beraber Argus II ameliyatları başlamış oldu.
Şu anda birkaç ülkede yapılan Argus II ameliyatı dünyada şimdiye kadar yaklaşık 150 kişiye uygulandı. İki hafta önce 12 Temmuz gibi de ülkemizdeki ilk biyonik göz operasyonu gerçekleştirildi. %90 görme kaybı olan Dilek Ümran Öztürk, 44 yaşında, ilk çocuğunu doğurduktan sonra görmesi azalmaya başladı. Doktorların hamileliğin bu hastalığı ilerleteceğini ve artık göremeyeceğini söylemesine rağmen Öztürk, ikinci çocuğunu da dünyaya getirdi ve hastalık daha da ilerledi. İlk kızını 2-3 yaşına kadar gören Öztürk'ün, 2. kızını görme fırsatı hiç olmadı. Yaklaşık 20 yıldır yalnızca gece ve gündüzü fark edebiliyordu onun dışında hiçbir cismi ve insanı seçemiyordu. Argus II ameliyatından sonra görme seviyesi zamanla artacak ve artık cisimleri seçebilecek, bağımsız bir şekilde hayatına devam edebilecek.
Ayrıca 24 Temmuz 2014'de Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Vehbi Koç Göz Hastanesi, Second Sight tarafından incelenerek Argus II implatasyonu için uygun görüldü ve Argus II İmplatasyon Grubu'na katıldı. Ve bunun ardından, Prof. Dr. Emin Özmert başkanlığında Retinal Protez Araştırma ve Uygulama Birimi kuruldu, biyonik göz ile ilgili bilimsel ve klinik çalışmalara başlandı.
Yaklaşık 4 saat süren ameliyatla hastanın gözünün içine ve yanına Argus II retinal implantı yerleştiriliyor. Ameliyattan sonra hastaya bir de elektronik gözlük veriliyor. Aslında kişi bu gözlük vasıtasıyla görüyor. Gözlük üzerindeki kamera, gözün içine ve yanlarına konulmuş retinal impantı kablosuz bir şekilde aktive ediyor ve görüntüyü yine kablosuz bir şekilde implanta aktarıyor. İmplant, uyarımı bir elektrot dizisi üzerinden retinaya iletiyor ve hasta görüyor. Şu andaki teknoloji hastaya ancak siyah beyaz bir görüntü sunabiliyor ve çok da net bir görüntü veremiyor. Fakat yine de uzun yıllar görme engelli yaşamış insanlar için mükemmel bir buluş. Teknolojinin ilerlemesi ve o küçük implant tabakasına daha fazla elektrotun sığdırılmasıyla renkli, daha kaliteli görüşlerin de alınabileceği fikri beni çok heyecanlandırıyor ve bunun yalnızca retinitis pigmentosa hastaları için değil yavaş yavaş doğuştan görme engelliler dahil herkes için kullanılabilir olmasını ümit ediyorum.
Geçen hafta, 21 temmuzda İngiltere'de yapılan Argus II ameliyatıyla ümidim daha da arttı. Yaşa bağlı kuru maküler dejenerasyonu olan 80 yaşındaki Ray Flynn, yüksek oranda görme kaybına sahip. Manchester Royal Eye Hospital'da yapılan ameliyatla Flynn'in gözüne Argus II retinal implantı yerleştirildi ve başarılı sonuç alındı. AMD ( age related macular degeneration - yaşa bağlı maküler dejenerasyon), gelişmiş dünyada en yaygın bulunan görme kaybı sorunu, 20- 25 milyon insanda görülüyor ve Flynn dünyada retinal implant takılan ilk AMD hastası. Ameliyatı gerçekleştiren göz doktoru Paulo Stanga'ya göre bu görme kaybı olan hastalar için yeni bir çağın başlangıcı.
Peki bu yeni çağın icadının arkasındaki isim kim ? Argus'un yaratıcısı, göz doktoru Dr. Mark Humayun. Büyükannesinin diyabet sebepli görme kaybı yaşamasının ardından Humayun'un yapacak bir şeyinin olmaması ve bu durum karşısında çaresiz kalması, ona kendisinin tıptaki rolünü tekrar düşündürttü. Böyle bir fikri düşündüğü zamanlar, ona en yakın yapılan uygulama koklea yani kulak salyangozu implantıydı. O da aynı şekilde sesleri elektriksel uyarılara dönüştürüyor ve beynin algılayabileceği şekle sokuyordu fakat Humayun'un fikrinde koklea impantında karşılaşılmayan bir engel vardı; hücre fazlalığı. Kulak 30 bin işitme hücresine sahipken göz, ışığı görüntüye dönüştüren 1 milyon ganglion hücresine sahipti.Ayrıca elektronik cihaz, gözün en hassas kısmı olan retinaya yerleştirilmeliydi. 20 yıl çalışma, resmi ve özel yatırımcılardan alınan 200 milyon dolar sonucunda Argus II piyasaya çıktı ve devlet kuruluşları tarafından da onaylanarak uygulamaya konuldu.
Humayun, icadını 'yazılım biyolojik dilde konuşuyor' diye özetliyor. Elektrotlar hasar almış retina hücrelerinin yerine duruyor, elektriksel sinyalleri optik sinirlere ulaştırıyorlar ve kişi 60-pixel siyah beyaz görüntü elde ediyor. Humayun, icadını Star Trek: Next Generation filminde Geordi La Forge tarafından giyilen VISOR'la karşılaştırmayı çok seviyor. VISOR da elektromanyetik alanı tarıyor ve optik sinirlere sinyal gönderiyor.
Geçen sene bu zamanlar Humayun'la yapılan bir röportajda Humayun, 60-pixel den daha fazlasını hayal ettiğini ayrıca hassas bir ayarla cihazın daha yaygın görülen maküler dejenerasyon hastaları için de bir umut olmasını istediğini söylüyor ve eğer bu başarılırsa bunun yalnızca 2 megapixelden 8 megapixele çıkmak değil, bunun trenden uçağa geçmek gibi olduğunu söylüyor. Ve aradan geçen bir senede Argus II maküler dejenerasyonlar üzerinde de artık uygulanmaya başlandı. Humayun'un benzetmesine göre artık uçağa geçtik ve bu yalnızca 1 senede oldu.
Merak edenler, Dr. Fernando Arevalo'nun 2013'te Riyad, Suudi Arabistan, King Khaled Eye Specialist Hospital'da gerçekleştirdiği, Ortadoğu'daki ilk Argus II ameliyatını izleyebilir.
Comments